SAHİH-İ MÜSLİM

Bablar Konular Numaralar  

BİRR VE SILA BAHSİ

<< 2604 >>

NUMARALI HADİS-İ ŞERİF:

 

96 - (2604) حدثنا محمد بن المثنى العنزي. ح وحدثنا ابن بشار (واللفظ لابن المثنى). قالا: حدثنا أمية بن خالد. حدثنا شعبة عن أبي حمزة القصاب، عن ابن عباس، قال:

 كنت ألعب مع الصبيان. فجاء رسول الله صلى الله عليه وسلم فتواريت خلف باب. قال فجاء فحطأني حطأة. وقال "اذهب وادع لي معاوية" قال فجئت فقلت: هو يأكل. قال ثم قال لي "اذهب فادع لي معاوية" قال فجئت فقلت: هو يأكل. فقال "لا أشبع الله بطنه".

قال ابن المثنى: قلت لأمية: ما حطأني؟ قال: قفدني قفدة.

 

[ش (فحطأني حطأة) فسر الرواي حطأني أي قفدني. وهو الضرب باليد مبسوطة، بين الكتفين].

 

{96}

Bize Muhammed b. Müsennâ El-Anezî rivayet etti. H.

Bize İbni Beşşâr da rivayet etti. Lâfız İbni Müsennâ'nındır. (Dedilerki): Bize Ümeyye b. Hâlid rivayet etti. (Dediki): Bize Şu'be, Ebû Hamzate'l-Gassâb'dan, o da İbni Abbâs'dan naklen rivayet etti. Şöyle demiş:

 

Çocuklarla beraber oynuyordum. Derken Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldi. Ben hemen bir kapının arkasına gizlendim, Fakat o gelerek avucuyla omuzlarımın arasına bir dokundu. Ve :

 

«Git bana Muaviye'yi çağır!» dedi. Ben derhal (gittim) geldim. Ve :

 

  O yemek yiyor! dedim. Sonra bana tekrar:

 

«Git bana Muaviye'yi çağır!» dedi. Hemen (gittim) gejldim. Ve:

 

  O yemek yiyor! dedim. Bunun üzerine: 

 

  «Allah onun karnını doyurmasın!» buyurdular.

 

İbni Müsennâ dedi ki: Ümeyye'ye Hataenî ne demektir? diye sordum. Elinin içiyle bana bir vurdu, demektir cevâbını verdi.

 

 

97 - (2604) حدثني إسحاق بن منصور. أخبرنا النضر بن شميل. حدثنا شعبة. أخبرنا أبو حمزة. سمعت ابن عباس يقول:

 كنت ألعب مع الصبيان. فجاء رسول الله صلى الله عليه وسلم فاختبأت منه. فذكر بمثله.

 

{97}

Bana İshâk b. Mansûr rivayet etti. (Dediki): Bize Nadr b. Şümeyl haber verdi. (Dediki): Bize Şu'be rivayet etti. (Dediki): Bize Ebu Hamze haber verdi. (Dediki): İbni Abbas'ı şunu söylerken işittim:

 

Çocuklarla beraber oynuyordum. Derken Rcsûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) geldi. Ben hemen ondan gizlendim...

 

Ve râvi yukarki hadîs gibi rivayette bulunmuştur.

 

 

İzah:

Bu rivayetlerden Ebû Hureyre hadîsini Buhari «Kitâbu'd-Deava'da tahric etmiştir.

 

Bu rivayetler Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in ümmetine gösterdiği dikkat ve şefkati beyân etmektedirler. Rivayetlerin umumundan anlaşılıyor ki, Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in bedduası lanet ve sitemi bunları haketmeyen bir kimseye yapılmışsa, o kimse için rahmet, keffâret ve zekât olur. Yoksa hak edenler için böyle bir şey mevzu bahis olamaz. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) kâfirlerle münafıklara beddua etmiş, fakat bu onlara rahmet olmamıştır. Burada şu sual hatıra gelebilir. Bedduayı hak etmeyen kimseye Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) nasıl beddua eder? Bu suale ulemâ iki vecihle cevab vermişlerdir. Birinci veçhe göre bedduayı hak etmemekten murad kulun batında yâni Allah indinde onu haketmemiş olmasıdır. Zahire göre o kul bedduayı hak etmiştir. Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) şer'î bir emareye göre onun bedduayı hak ettiğine hüküm vermiştir. Çünkü o zahirle hüküm vermeye memurdur. Sırları bilen yalnız Allah'dır. İkinci veçhe göre Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in beddua etmesi, sitemde bulunması ve emsali şeyler kasten söylenmiş olmayıp, Arablarm âdetine göre niyetsiz olarak dile gelen sözlerdir. Hz. Muâviye hakkında :

 

«Allah onun karnını doyurmasın!» Yetim kıza :

 

«Allah senin yaşını büyütmesin!» demesi hep bu kabildendir. Bunlardan duanın hakikati kastedilnıemiştir. Maamafih Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu sözlerden birinin icabet saatına rastlayarak kabul edileceğinden endişe duymuş ve Teâla Hazretlerine niyaz ederek bu sözlerin muhatabları hakkında rahmet, keffâret ve sevab olmasını dilemiştir. Şu da muhakkatır ki, Rsûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bu gibi sözleri pek nadir söylemiştir. Kendisi kötü söz söylemez, kimseye lanet etmez, şahsı için kimseden intikam almazdı. Nitekim ashab Devs kabilesine beddua «etmesini istedikleri halde, O:

 

«Yâ Rab! Devs'e hidâyet ver!» diye dua etmiş. Kavmi kendisine nice eza ve cefalarda bulundukları halde :

 

«Allahım! Kavmimi af buyur. Çünkü onlar bilmiyorlar!» diye niyazda bulunmuştu.

 

Karn: ömür hakkında sinnin müteradifidir. Bunların ikisi de yaş mânâsına gelirler.

 

Resûlullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem)'in Hz.İbni Abbas’in omuzları arasına dokunması ona mülâtefe ve şaka içindir.